Demirören şunları söyledi:
“Benim bir değil iki büyük üzüntüm var. Birincisi Trabzonsporumuzun yaşadığı mağduriyete en az Trabzonlular kadar üzülüyorum.
İkincisi, umut vaadeden bir hakemimizi kaybettiğimiz için üzgünüm.
Ama ben üzülmekle yetinecek bir konumda değilim.
Üzüntümün öfkeye dönüşmesine izin verme lüksüm de yok.
Benim görevim, Genel Kurul'un bana verdiği yetkileri kullanarak meseleye çözüm önerileri üretmek uygun ve uygulanabilir olanları hayata geçirmektir.
Bugün 24 Şubat 2016. Bu tarihi bir kenara not edin!
Avrupa Şampiyonası sürecinden hemen sonra da kamuoyuna sunmayı planlıyorduk.
Yönetim Kurulu olarak adalet dağıtan Merkez Hakem Kurulu'nun Genel Kurul'un özgür iradesiyle ve üyelerin oylarıyla seçilmesinin hakem ataması ve uygulamalarıyla ilgili gereksiz soru işaretlerini ortadan kaldıracağını düşünüyoruz. Yani artık kurulları Federasyon atamayacak. Futbol ailesinin üyeleri seçecek.
Merkez Hakem Kurulu eski üyelerinden, Kulüpler Birliğine kadar futbolun tüm paydaşlarını bir araya getiren, uygulanabilir, özgün ve adil bir çözümün kurgulanması için Ortak Aklı harekete geçirecek bir çalıştay yapacağız.
Futbol adamlarının, yöneticilerin, sporcuların, hakemlerin katkılarını alarak, hukukçularımızın görüşlerine başvurarak yönetmeliklere yeniden şekil vereceğiz. Bu sistemin tüm ayrıntılarını netleştirip zaman kaybetmeden önümüzdeki sezon hayata geçirmeyi istiyoruz.
Evet, bu kararı şimdi açıklamamızda son dönemde yaşanan tartışmaların payı yok değil ama krizler aynı zamanda değişimi başlatmak için fırsattır.
Yani kriz çözümü değil takvimi etkilemiştir.
Gelin bu fırsatı daha da ileri götürelim biraz önce bahsettiğim çalıştayda sadece kurullarımızı değil paydaşlarımızı gerektiği gibi yansıtmayan Genel Kurul yapısı ve delege sistemini de gözden geçirip revize edelim.
Böylece bütün bu gündelik tartışmalar, güvensizlikler, gerginlikler son bulacak, hakem hataları Kurullarımızın kararları Türk futbolunun temel sorunu gibi görünmekten çıkacaktır.
Buradan futbol ailemizin tüm üyelerine, kişi ve kurumlarına sesleniyorum;
Gelin sorunun parçası olmaktan şikayet etmekten vazgeçelim.
Gelin kişisel ve kurumsal tüm kısa süreli çıkarları göz ardı ederek çözümün aktörleri olalım.
Gelin futbol kültürünün gelişimi için taraftarlarımızdan istediğimiz hoşgörü ve anlayışa önce biz örnek olalım.
Gelin hep birlikte futbolda uzlaşma kültürünü inşaa edelim.
Farklı görüş, yaş, cinsiyet, kültür, din, mezhep ve sosyal sınıftan insanı gönülden ve koşulsuz bir araya getiren futbola daha fazla zarar vermeyelim.
Tam tersine gelin bu güçlü bağ kurucu unsura sahip çıkalım.
Gelin birlikte daha güzel günlere yürüyelim.”
YORUMLAR