Bir oyun düşünün; 75’e kadar akmaz, kokmaz, garip, ağır roman tadında bir serenat. Yönetmen koltuğundan seslenir, “Geriye sar.” Dakikalar ilerledikçe geriye gitti desek yanlış olmaz. 75’e kadar biraz Kasımpaşa Trabzonspor kalesine yaklaşma denemesi yapsa da onlar da Trabzonspor’a uydu. İlk devrenin unutulmazı, Trabzonspor, şut atmadan devreyi kapattı.
Augusto’nun dağlara taşlara vurduğunu saymıyoruz.
Genelde kural şudur; ilk devre topu çeviren ikinci yarı aktif dinlenmeye geçer. 45’ten sonra Fatih hoca, takım iki adım daha öne sürdü. Okay’ı Kasımpaşa yarı sahasında takım savunması yaparken gördük. Devamında iki oyuncu değişikliği geldi. Sikan ve Zubkov’un oyuna girmesi, sahada kuzey rüzgarı estirdi. Gol Brezilyalı’nın olsa da Zubkov’un kaleyi gördüğü anda şutu düşünmesi golü getirdi. Ki bu ilk ve tek isabetli Trabzonspor şutuydu.
Fatih Tekke, geçen hafta Nwakaeme, bu hafta da Visca’yı sahada beklenenden fazla tutarak, takımı beraberlikte tuttu. Böyle oynar, idare edersiniz ama her rakip Kasımpaşa değil.
Normalde Kasımpaşa dirençli ve fizikl bir takım olsa da, Trabzonspor rakibini sahada uyuttu. Kötü bir Kasımpaşa’yı 1 golle de yenmek iyi. Hiçbir şey yapmadan 3 puan aldınız. Bundan iyisi ne olabilir ki! Haksızlık da etmeyelim en azındanmücadele anlamında kötünün iyisi bir takım izledik. Tek devre olsa da.
Önümüzdeki haftalara bakalım jargonuna girersek, oralarda değiliz. Takım geçen sezonun devamı gibi değil de yeni kurulmuş, birbirine alışmaya çalışan sporculardan kurulmuş gibi.
Zaman tanımak lazım. Fatih Tekke’ye en azından bazı teknik adamlar kadar zaman tanıyın. Maç biter bitmez taraftarın Fatih Tekke tezahüratlarına rağmen tribünlere gitmeyip soyunma odasına gitmesi de eleştirlerden rahatsız olduğunu gösterir. Bu işin ilacı zaman.
YORUMLAR