BAŞARABİLİRİZ (2)
Ertuğrul Özgün

Ertuğrul Özgün

MEMLEKET İŞLERİ

BAŞARABİLİRİZ (2)

14 Aralık 2025 - 20:05


Çalışmamız boyunca çocuk yaşta yüreğimize düşen “karşılıksız sevdanın hikâyesini,” büyük sevdamıza zarar gelmesin diye kendimizden “feda ettiklerimizi” ve “bir bildiği vardır,” diye inandığımız kişilerin elinde, milliyetçi hareketin sürüklendiği yenilgiyi işledik.
Türk Milliyetçilerinin neden tek başına iktidar olamadığını da sorguladığımız bu uzun yolculuk, bizi bazı gerçeklerle yüzleştirdi:
“Türk Milliyetçiliği Fikir Sistemi güncel değildir.
Türk Milliyetçiliği siyasal hareketi bölünmüştür.
Türk milliyetçisi sivil toplum örgütleri, etki gücünü kaybetmiştir.
Ortak akıl muhakeme ve birlikte hareket etme ruhu terk edilmiştir.”
Gelin şimdi, ana maddeler halinde belirttiğimiz bu gerçekleri, kısaca değerlendirerek, umuda giden yoldaki engellerin nasıl aşılacağını irdeleyelim.
Türk Milliyetçiliği Fikir Sistemi güncel değildir:
Türk Milliyetçiliği, bir asrı aşan fikrî mirasıyla Türk milletinin en köklü damarlarından biridir. “Türk Milleti” var oldukça, “Türk milliyetçileri” de hep var olacaktır. Ancak çağ değişmiş, toplumun ihtiyaçları ve iletişim biçimleri dönüşmüştür. Bu değişim karşısında Türk milliyetçiliğinin, kendi değerlerinden ödün vermeden yenilenmesi mecburiyeti vardır.
Bunun gerçekleşebilmesi için, tarihi deneyimi ve yaygın şubeleri dolayısıyla Türk Ocakları’nın öncülük edeceği, Aydınlar Ocağının bilimsel altyapısını oluşturacağı ve Ülkü Ocaklarının gençlik enerjisiyle destekleyeceği, geniş katılımlı “Türk Milliyetçiliğinin Dünü, Bugünü ve Yarını” konulu bir çalıştay düzenlenmelidir.
Çalıştayla, Türk Milliyetçiliği Fikir Hareketi, herkesin mutabık kalacağı, çağın gereklerine uygun olarak, siyasi partilerin ötesinde, entelektüel, kültürel ekonomik ve toplumsal bir “yeniden doğuş hareketi” haline getirilmeli. Sistemleştirilen hareketin, toplumsal hayata sağlayacağı faydalar ile ideoloji arasındaki bağ güçlendirilmelidir.
Güncellenen fikir sistemi, düzenli olarak her yıl, “Türk Milliyetçiliği Kongresi”  adı altından yapılacak kurultayla günün şartlarına göre yenilenmeli. Bu kurultayda Türk Ocakları, Aydınlar Ocağı, Ülkü Ocakları, akademisyenler ve bağımsız aydınlar buluşmalı. “Türk Milliyetçiliği Raporu” hazırlanmalı ve öneriler kamuoyuna sunulmalıdır.
Türk Milliyetçiliği siyasal hareketi bölünmüştür:
Türk milliyetçilerinin en büyük zaafı bölünmüşlüktür. Oysa idealler tek, yollar farklı olabilir. Birliğin adresi kişilik değil, fikrî müşterektir. Bir masada yeniden buluşmanın zamanı gelmiştir. Türk milliyetçiliğinin geleceği, tek bir ismin gölgesinde değil, binlerce hatta milyonlarca ülkücünün ortak aklı ve iradesinde yükselecektir.
“Türk Milliyetçiliği fikri altında kurulan MHP, İYİ Parti, Zafer Partisi ve diğerleri gibi farklı isimdeki siyasi partilerin arasında, entelektüel bir bağ kurulmalı. Partiler farklı olsa bile, “Türk milliyetçiliği, partilerin değil, milletin fikridir,” inancı ortak kimlik vurgusu olmalı.
Milliyetçi partiler, sert ve dışlayıcı söylemlerden uzak durmalı. Farklı milliyetçi-muhafazakâr çevrelerle ortak payda ve uzlaşı dili kullanmalı. İdeolojik açılımda ortak zemin oluşturularak, siyasi partilerin değil, fikrin iktidarı sağlanmalıdır.
Türk milliyetçisi sivil toplum örgütleri, etki gücünü kaybetmiştir:
Türk Ocakları ve Aydınlar Ocağı hâlâ Türk milliyetçiliğinin vicdan merkezleridir. Fakat durağan yapılarıyla çağın ruhuna ayak uyduramadıkları için, etkileri sınırlı kalmıştır. Yeni dönemde, bu iki yapı; gençliğe alan açan, dijital dünyada güçlü, siyaset üstü ama etkili, düşünce ve eylemi birleştiren bir fikir öncülüğü üstlenmelidir.
Türk Ocakları ve Aydınlar Ocağı, fikir ocağı kimliğini yeniden kazanmalı, partilerin arka bahçesi olmaktan çıkıp bağımsız millî düşünce merkezleri haline gelmelidir. Milliyetçi akıl, siyasetten değil, bilimden, kültürden ve üretimden beslenmelidir. Böylece milliyetçilik yeniden dinamizm kazanmalıdır.
Ülkü Ocakları, parti tabelalarının değil, millî bir fikrî merkez ve entelektüel dayanışma ağının öncülüğünde yeniden yapılandırılmalıdır. Fikir üretmeyen bir hareket, slogan üretir; sloganla iktidar olunur belki ama gelecek kurulamaz.
Bugünün gençliği, 1970’lerin sloganlarını değil, 2050’nin vizyonunu duymak istiyor. Ülkücü hareketin gençliği, nostaljinin değil, yenilik ve üretkenliğin taşıyıcısı olmalıdır. Üniversite, sosyal medya, kültürel etkinlik ve eğitim programlarıyla gençlerin liderlik ve fikir üretimi kapasitelerinin artırılması için kurumlar yeniden inşa edilmelidir.
Ortak akıl muhakeme ve birlikte hareket etme ruhu terk edilmiştir:
Türk milliyetçileri ortak akıldan uzaklaşmıştır. Tek kişiye dayalı liderlik yerine, kurumsal akıl ve istişare mekanizmaları öne çıkarılmalı. Bir fikir, bir liderin ömrüyle sınırlı kalmamalıdır. Milliyetçilik, lider kültüyle değil, fikrin kurumsallaşmasıyla yaşayabilir.
Kolektif yönetim, fikir ve karar, üretimini güçlendirecek şekilde yeniden yapılandırılmalı. Yeni dönem, “lider–teşkilat–doktrin” ezberini değil; “akıl–liyakat–ortak irade” anlayışını merkeze almalıdır. Kişiye bağlı siyaset sonlanmalıdır.
Özet olarak toparlayacak olursak:
Türk milliyetçileri, kendi gerçekleriyle yüzleşmeyi başarması halinde yeniden yapılanarak ekonomi, eğitim, sağlık, gençlik politikaları gibi halkın somut beklentilerine yanıt veren, yalnızca ideolojik seçmen değil, merkez sağ ve bağımsız seçmenleri de kazanacak bir programla yeni bir siyasi anlayış geliştirmelidir.
Bu programı geliştirebilmek için:
Sosyal medya üzerinden dinamik ve vizyoner içerikler üretilmeli.
Yerel yönetimlerde somut başarılar sağlayan yönetimler, ülke genelinde tanıtmalı.
Veri temelli politikalar oluşturulmalı, kamuoyu araştırmaları ve veri analizi ile seçmen davranışları sürekli izlemeli.
Türk dünyası ile bağlar güçlendirilmeli ve uluslar arası farkındalık oluşturmalı…
Kısacası, Türk Milliyetçileri, son çeyrek asırda, egemen güçlerin kendilerine biçtiği “devletin bekçiliği” rolünden sıyrılıp sistemi değiştirme idealine geri dönmelidir.
Çünkü Türk milliyetçisinin görevi egemen bir sınıfa hizmet eden sistemi korumak değil, herkesin mutlu olacağı fırsat eşitliği, hak, hukuk ve adaletin egemen olduğu “milli devleti” yeniden inşa etmektir.
Devam edecek…
 

YORUMLAR