SANA BEN HAYALLER DÜŞLER BÜYÜTTÜM… (48)
Ertuğrul Özgün

Ertuğrul Özgün

MEMLEKET İŞLERİ

SANA BEN HAYALLER DÜŞLER BÜYÜTTÜM… (48)

11 Temmuz 2025 - 07:47

"Aydınların Aydınlatamadığı Halkı, Soytarılar Aldatır."
Cemil Meriç, (1916-1987)
Dedik ya! Türk Milliyetçiliği aydın hareketidir. 1912 yılında kurulan, Türk Milliyetçiliği fikrinin, bilimsel ve kültürel alandaki gelişmesinde en büyük pay sahibi ilk Türk Ocağı’nı kuranlar da, 1968 yılında ilk Ülkü Ocağı’nı kuranlar da üniversiteli gençlerdir. Yani bu hareket bilim üzerine inşa edilmiştir.
Temelleri bilim yuvalarında atılmış bugünkü ülkücü irade, onun içindir ki aynı zamanda analiz ve muhakeme yeteneğidir. Ve bu aksiyoner yeteneği oluşturanlar aynı ülkü için bir araya gelmiş idealistler topluluğudur.
Dedik demesine de bu sözlerimiz bugün için ne kadar geçerlidir. Ülkücü irade bugünlerde gerek idealler anlamında gerekse ideallere giden yöntem anlamında hala birlikte midir? Ve tatbiki en önemlisi Türk Milliyetçiliği fikir ve siyasal hareketinin üzerinde hala etkili olabilecek bir güç müdür?
Mesela bu siyasal süreç içerisinde, baba ocağı diye bilinen MHP’nin doğrudan ya da dolaylı olarak memleket yönetimindeki değişikliklere verdiği desteklerin Türk Milliyetçiliği fikriyle uyumunu siyasilerden soracak olsa, muhatapları tarafından kabul görür mü?
Ve en önemlisi bugün bu irade bir arada mıdır? Yoksa siyasal hayatımıza yeni katılan siyasi partiler gibi onlar da çıkar ya da inanç farklılıkları nedeniyle birbirlerinden ayrılmış mıdır?
Gönlümüz bu iradenin, Türkeş'in vefat etmesinin ardından 1997 yılında yapılan Milliyetçi Hareket Partisi 5. Olağanüstü Kongresi’nde olduğu gibi iradelerinin üzerine ipotek koymayı hesaplayan herkesi yanılttığı gibi bundan sonra da yanıltmasından yanadır.
Gönlümüz bir de bu irade hala yaşıyorsa, hala birlikteyse ve hala MHP 5. Olağanüstü Kongresinde oldukları kadar cesur ve kararlıysa, önce kendilerinin bir araya gelmesini istiyor. Sonra da seslenmesini Türk Milliyetçisiyim diyerek faaliyet gösteren herkese:
“Bizim inanıp savunduklarımızla sizin bugün uyguladıklarınız aynı mı?”
“Yok! Bizim adımız her ne kadar milliyetçi olsa da artık biz kuruluş amaçlarının dışında başka dünya görüşleri olan faklı bir kuruluşuz,” diyene yolu gösterecek.
“Allah yolunuzu açık eylesin!”
“Evet, biz milliyetçi ülkücüleriz. Kuruluş amaçlarımıza sadığız. Ama şartlar artık o döneme göre değil. Bu şartlara en uygun yönetimi biz yürütürüz ve yürütüyoruz,” diyenlere dönecek sonra:
“Şayet ideallerde birliktelik varsa, idealleri bir olanların ayrışmasının manası nedir?”
Sonra sorgulayacak: Ne olmuştu, ne değişmişti de ayrışma baş göstermişti? İdeallerde mi farklılık vardı, ideallere giden yolda mı? Yoksa siyaseti meslek edinmişlerin eline mi düşmüştü bizi temsil ettiğine inandığımız siyasal organizasyonlar?
Oysa ne çok yol kat edilmişti. Millet MHP’ni ikinci parti yapmıştı. Hatta İktidarın büyük ortağı bile olmuştu bu fikir hareketi. Daha ne olsundu? Ortak da olsa, iktidardınız. İcraatınızla gösterin vadettiklerinize ne kadar inandığınızı vatandaşa.
Biz sizlerin, söz konusu vatan olduğunda nelerden vazgeçtiğinizi biliyoruz ama bir de söz konusu iktidar olunca diğerlerinden farkınızı görelim, demişti Türk milleti, ülkücülere. Onun için değil miydi “ülkücü” tabirinin Türk Milliyetçileri ile özdeşleşmesi.
Elinize bu kadar fırsat geçmişken siz ne yaptınız? Bugüne kadar memleket siyasetinde neler ürettiniz? Kimlerle ortak oldunuz? Adımızın birlikte anıldığı inançlarımızla bağdaşmayan neler yaptınız ortak olduklarınızla?
Ve ekleyecek, “Eğer ülkücülük, bizim tekelimizdedir, diyerek, ülkücülere farklı görevler yükleyeceğinizi düşünüyorsanız, bilmelisiniz ki aydın hareketi olarak başlamış ve büyük bedeller ödemiş bu irade, siyasi bir eğilim değil, idealdir. İdealleri için her türlü fedakârlıktan kaçınmayanların iradesinin tahakküm altına alınması ise mümkün değildir.”
Evet, bugün Türk Milliyetçileri darmadağındır ve çözüme kavuşturulması gereken öncelikleri vardır. Biliyoruz ki sorunlara çözüm ararken, Türk Milliyetçiliği Fikir Sisteminde ilelebet değişmeden devam etmesi gereken tek önemli ilke vardır. “Türk milletine karşı hissedilen mensubiyet şuuru ve Türk milletine duyulan derin sevgi.”
Bu temel ilke dışında İlmin gereği olarak yeni şartlara göre yeni kazanımlar ve değişiklikler her zaman gerekecektir. Bu gerçeğin bilincinde olan Türk Milliyetçileri(ülkücü irade), değişimi sağlayacak bilgi birikimi ve çağı okuma yeteneğine sahiptir.
Unuttunuz mu? Bizim ortaya çıkmamız, soyguncu düzene itirazımızdandı. Öyle olsa bu ülkede merkez solda bir parti, merkez sağda bir parti zaten vardı. Bizden öncekilerin yaptığı gibi birine yamanır, peşlerine takılıp giderdik.
Ortaya çıkmamızın nedenleri ortadan kalktı mı ki adımız düne kadar ilkelerimizle bağdaşmayan eylemleri gerçekleştirdikleri için eleştirdiğimiz partilerle birlikte anılmaktadır?
Sonra cevap bekleyecek… Makul cevapları gerekçeleriyle birlikte dinleyecek elbet. Yok, eğer sorgulanmayı kendine yakıştıramaz da birileri çıkıp:
“Siz neler anlatıyorsunuz öyle? Ülkücülük sizin anlattıklarınız değildir. Ülkücülük, bir merkezin emrinde ‘Lider, doktrin, teşkilat tartışılmaz,’ inancıyla, vatan savunması için merkezden gelecek talimatları beklemek ve gelecek emirleri uygulamaktır,” diyecek olursa…
Onları, “Vatan savunması için eğitilmiş güvenlik güçleri var ülkenin. Ülkücülük, o güçler de dahil bütün bir ülkeyi yönetmeye talip olmaktır. Ülke yönetmeye talip olanlar, kendi iradesini başka bir iradenin emrine teslim edemez! Bugün bir merkeze iradesini teslim edenler, yarın başka bir aklın kendilerini kullandığının farkına bile varamazlar. Çünkü sorgulama yetenekleri kaybolmuştur,” diyerek uyaracak.
“Evet, biz de sizdeniz!” diyenlere dönecek sonra. Bizim inandıklarımız da savunduklarımız da aynı,” diyenlere seslenecek bu sefer:
“Birleşin!” Makam mevki istemeyin. Hırslarınızı, kibirlerinizi ülkücü iradeye teslim edin. Parti teşkilatlarını sonuna kadar üye kayıtlarına açın. Yeni üye olanlarla hep beraber üyeler delegelerini seçsin. Delegeler yönetimleri… Yeniden değil, kaldığımız yerden başlayacağız…
Ne demiş vatan şairi Namık Kemal “Vatan Şarkısı” şiirinde:
“Fıtrat değişir sanma! Bu kan yine o kandır!”
Devam edecek…
 

YORUMLAR